Ayrıntılı değerlendirme ve doğru tanı, doğru tedavinin ilk şartıdır!
Tıp literatüründe, herhangi bir şikayeti olmayan sağlıklı, gönüllü kişilerde MR, EMG, ultrason gibi görüntüleme cihazlarıyla yapılmış pek çok çalışma vardır. Bu çalışmaların sonuçları, bir çoğumuzda aslında bel fıtığı, boyun fıtığı, sinir sıkışması, boyun düzleşmesi, kireçlenme gibi problemler olduğunu göstermiştir. Yani, bu durumların mevcut olması, mutlaka ağrı yapmaları anlamına gelmez. Önemli olan, hastanın şikayetinin kaynağı veya kaynaklarını doğru saptamaktır. İskelet sistemimizdeki yapılar bir zincir gibi birbiriyle bağlantılı olduğundan ve ağrı sinirlerimizin anatomisinden dolayı bir yerdeki problem çok farklı bir alanda ağrı, uyuşma veya güçsüzlük yaratabildiğinden, ayrıntılı değerlendirme yapılmadan konulan tanılar ve yapılan tedaviler gereksiz ilaç kullanımı ve cerrrahi uygulamalara, sonuçta da hem hasta hem toplum için maddi ve manevi kayıplara sebep olmaktadır.
Ağrı şikayetiyle başvuran hastanın hastalık hikayesi (ağrının başlangıç şekli, karakteri, şiddeti, ağrıyı arttıran ve azaltan faktörler gibi), yaşı, cinsiyeti, mesleği, mevcut hastalıkları, geçirdiği hastalıklar, kullandığı ilaçlar, alışkanlıkları ve aile öyküsü pek çok konuda fikir verir. Sonrasında yapılan fiziksel, nörolojik ve fonksiyonel muayene ile problem anlaşılır. Bu aşamadan sonra gerekirse çeşitli görüntüleme ve kan tetkikleri istenir.
Muayene ve tetkiklerde mutlak cerrahi endikasyon yoksa, konservatif tedaviler uygulanır. Bu tedaviler;
- Farmakoterapi (ilaç tedavileri): Semptomları azaltmak, dokudaki problemi tedavi etmek veya iyileşmeye yardım etmek amacıyla kullanılırlar. Mutlaka doktor önerisiyle ve doktor kontrolünde kullanılmalıdırlar.
- Egzersiz tedavileri: Vücudumuzda dörtyüzün üzerinde kas vardır ancak kas dokusuna gereken önem verilmemektedir. Halbuki,vücuttaki pek çok ağrı, uyuşma ve güçsüzlük şikayetleri, duruş bozukluklarına, kaslardaki kısalma ve zayıflıklara, aşırı kullanılan kaslardaki spazm ve nodülllere bağlı oluşmaktadır. Dolayısıyla durumun tespiti ve uygun egzersizlerle tedavisi, kronik ağrıyı ve gereksiz cerrahi uygulamaların önlenmesini sağlar.
- Fizik tedavi cihazları: Yüzeyel ve derin ısıtıcılar, kriyoterapi, hidroterapi, elektroterapi, lazer, ESWT gibi cihazların problemli dokuları iyileştirici, kasları rahatlatıcı, ödem giderici ve ağrı kesici etkileri vardır. Ancak doğru bölgeye, doğru zamanda uygulanırlarsa etkili olabilirler.
- Medikal masaj, traksiyon, manipülasyon ve mobilizasyon tedavileri uygun hastalarda etkinliği kanıtlanmış tedavilerdir.
- Enjeksiyon uygulamaları: Eklem içi enjeksiyonlar, tetik nokta enjeksiyonları, kuru iğneleme, nöral terapi, ozon terapi, sinir kökü enjeksiyonları, proloterapi, akupunktur, PRP gibi uygulamalar doğru hasta seçimi ile doğru teknikle uygulandıklarında son derece etkindirler.
- Korse, atel, yürümeye yardımcı cihaz vb. malzemeler gerektiğinde kullanılabilir.
- Ergoterapi: Hastanın yaşadığı ve çalıştığı ortamın düzenlenmesi, aslında pek çok rahatsızlığı düzeltebilir.
- Bilişsel-davranışsal tedaviler: Hastanın şikayetlerini oluşturan veya arttıran psikojenik faktörleri tedavi etmek amacıyla faydalanılabilirler.