Mezoterapi, ilaçların karışımlar halinde normal kullanım dozundan düşük dozda mikroenjeksiyon tekniği ile cildin orta tabakasına enjekte edilmesi yöntemidir. Ülkemizde daha çok estetik alanında kullanıldığına dair bir kanı yerleşmiş durumdadır ancak fizik tedavi ve rehabilitasyon alanında, romatizmal hastalıklar başta olmak üzere kireçlenmelerde, bel-boyun ve sırt ağrılarında, eklem ağrılarında, spor yaralanmalarında, tendon, kas ezilmeleri, kas ve bağ zorlanmaları, kısmi yırtıklar, eklem burkulmaları, kıkırdak lezyonları ile eklem çevresi doku lezyonlarında kullanılabilen, güvenli bir tedavi yöntemidir.
Mezoterapi tedavisinin avantajları;
- Doğrudan problemli bölgeye uygulanması,
- İlacın lokal ve hızlı etki göstermesi,
- Birbirlerinin etkisini artırabilecek ilaçların beraber kullanılabilmesi,
- İlacın daha az dozda kullanılması,
- İlaca bağlı daha az yan etki görülmesi,
- Ağrısız bir tedavi yöntemi olması,
- Bir çok ağrı tedavi yöntemine göre daha az girişimsel tedavi olması,
- Daha az seans ve daha uzun seans aralıkları,
- Gündelik hayatı ve iş yaşamını etkilememesidir.
Mezoterapide diğer tedavilere oranla normalden daha düşük doz ilaç kullanıldığından, hasta daha az yan etkiye maruz kalır. Nadiren de olsa ilaca bağlı alerjik reaksiyonlar, ciltte kızarıklık ve morluklar oluşabilir.
Tedavinin başarısını belirleyen esas unsur, doğru tanıdır. Tedavinin diğer tedavi şekilleriyle kombine edilmesi gerekebilir. Mezoterapi mutlaka bu alanda eğitim almış olan ağrı uzmanı doktorlar tarafından tam teşekküllü bir hastanede yapılmalıdır.
Seanslar genellikle haftada bir uygulanır. Akut spor yaralanmalarında 3 seans yeterli gelse de, klinik cevap alabilmek için en az 3-5 seansa ihtiyaç duyulur. Kronik rahatsızlıklarda ise 6 ay ya da 1 yıllık periyotlarda tedavinin tekrarlanması gerekebilir.