Toplumda kas romatizması olarak bilinen miyofasiyal ağrı sendromu ve fibromiyalji sendromu, oldukça sık görülen ve yaşam kalitesini önemli ölçüde azaltan yumuşak doku romatizmalarıdır. Semptom ve tedavi şekilleri benzer olmakla birlikte ayrı ele alınması gereken ancak sıkça karıştırılan iki hastalık grubudur. Her iki rahatsızlıkta da hastalığa özgü laboratuar ve radyolojik bulgu olmadığından hastalar uzun süre doğru tanı ve tedaviyi alamayabilmekte, iş gücü kaybı yaşayabilmekte ve uzun süre psikiyatrik ilaçlar kullanmak zorunda kalmaktadırlar.
Fibromiyalji sendromu, kas-iskelet sisteminde yaygın ve inatçı ağrılar ve vücutta bazı spesifik anatomik bölgelerde hassas noktalarla karakterize, iltihabi olmayan bir yumuşak doku romatizmasıdır. Her yaşta görülebilmekle birlikte orta yaş kadınlarda sıklığı daha fazladır. Hastalığa uyku problemleri, sabahları yorgun uyanma ve eklemlerde sertlik, gün içinde yorgunlukta artış, konsantrasyon güçlüğü, gerilim veya migren tipi baş ağrıları sıklıkla eşlik eder. Ayrıca çene ekleminde problemler, el ve ayaklarda uyuşma, bacaklarda huzursuzluk, kabızlık, ishal, şişkinlik gibi barsak problemleri, ağrılı adet görme, sık idrara çıkma gibi bulgular bulunabilir. Bu şikayetlerin hepsi aynı anda görülmeyebilir. Belirtiler kişiden kişiye farklılık gösterir ancak kas ve eklem ağrıları, dinlendirmeyen uyku ve yorgunluk en sık görülen şikayetlerdir Ağrı ana belirtidir. Kaslarda ve eklemlerde hissedilen ağrı günden güne, haftadan haftaya değişebilir. Ağrının yeri vücudun farklı yerlerinde dolaşma eğilimi gösterse de en sık boyun, sırt, omuzlar, bel ve kalçalarda hissedilir; özellikle kötü uyku, soğuk ve nemli havalar, psikolojik stres ve duruş bozukluğu gibi mekanik yüklenmelerle ağrılar artabilir. Tedavide ağrıyla mücadele birinci adımdır. Bu amaçla hasta eğitimi çok önemlidir. Eğitimlerde, fibromiyalji sendromunun psikolojik bir rahatsızlık olmadığı, oluşumunda çeşitli genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin etkili olduğu ve ağrı algılamasında bozukluk olan “gerçek” bir hastalık olup sakat bırakıcı bir hastalık olmadığı vurgulanmalıdır. Tedavi uzun sürebilir ve bulgularda belirgin düzelme olana kadar hekimin düzenli takibi gerekebilir. Tedavide, yüzeyel-derin ısıtıcılar, lazer, eswt gibi pek çok fizik tedavi ajanından hastaya uygun olanlar kullanılır; egzersiz uygulamaları da tedavinin olmazsa olmazıdır. Postür egzersizleri, aerobik egzersizler, yoga, tai-chi gibi egzersizler hastaya uygun şekilde düzenlenir. Egzersizler kaslarda kondüsyonu arttırır, dinlendirici uykuyu düzenler ve merkezi sinir sisteminde endorfin düzeyini arttırır. Fibromiyalji tedavisinde, hastanın semptomlarına göre çeşitli ilaç tedavileri de uygulanabilir. Antidepresan ilaçlar başlıca uyku bozukluğunun düzeltilmesi amacıyla kullanılabilirler, aynı zamanda ağrı kesici etkileri saptanmıştır; ancak kesinlikle doktor kontrolünde ve gerekirse diğer tedavilere ek olarak kullanılırlar. Bir diğer tedavi yöntemi ise hassas nokta enjeksiyonlarıdır. Konunun uzmanı kişiler tarafından hassas noktaya uygulanan tetik nokta, kuru iğneleme, nöral terapi gibi enjeksiyonların sinir-kas kavşağındaki ağrı reseptörlerini baskılayarak ağrı eşiğini yükselttiği, buradaki lenfatik akımı arttırdığı ve kasta gevşemeye yol açtığı gösterilmiştir.
Miyofasiyal ağrı sendromu ise bir veya birkaç kas grubunda görülen gergin bantlar, bu bantlar içinde tetik nokta, halk arasında kulunç denen alanlar ve bunlara bağlı ağrı, kas spazmı, hassasiyet, hareket kısıtlılığı ve güçsüzlükle karakterize bir hastalıktır. Miyofasiyal ağrılar en fazla baş, boyun, omuz bölgesinde görülmekle birlikte çizgili kasların bulunduğu her yerde miyofasiyal ağrı olabilir. Bu ağrılar çok şiddetli olup kalp krizi gibi ciddi rahatsızlıklarla dahi karışabilir. Sebepleri arasında dokularda aşırı yüklenmeye sebep olan duruş bozuklukları ve anatomik bozukluklar, metabolik veya hormonal bozukluklar, kansızlık, çeşitli vitamin ve mineral eksiklikleri, uyku bozuklukları, çevresel stres, çeşitli enfeksiyonlar sayılabilir. Özellikle masa başında uzun süre çalışmak, bilgisayar kullanmak, telefonu baş ile boyun arasında sıkıştırarak konuşmak, uzun süre ayakta kalmak miyofasiyal ağrı sendromunu tetikleyebilir. Üstelik bilgisayar ve cep telefonu nedeniyle oluşan duruş bozukluklarının ve stres düzeyinin artmasına bağlı olarak miyofasiyal ağrı sendromu son yıllarda giderek daha sık görülmektedir . Miyofasiyal ağrı sendromunda öncelikle hastalığı ortaya çıkaran sebep saptanarak tedavi edilir. Tedavide önemli olan gergin bantların gevşetilmesi ve tetik noktaların inaktivasyonudur. Böylece ağrı-spazm kısır döngüsü kırılarak kas normal uzunluk, işlev ve gücüne ulaştırılır. Bu amaçla, hastaya göre belirlenen egzersizler ve fizik tedavi yöntemleri uygulanır. Ağrılı nokta enjeksiyonları tedavide sıkça kullanılmakta olup yapılan çalışmalarda oldukça etkili bulunmuştur.
Sonuç olarak, her iki rahatsızlık da yaşam kalitesini önemli ölçüde azaltıp iş gücü kaybına sebep olabilen sık görülen hastalıklardır. Fiziksel tıp ve rehabilitasyon hekimlerince değerlendirilerek tedavi edilmelidirler.